Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı verilerine göre Türkiye’de toplam 32.982 kişi organ nakli için bekleme listesinde yer alıyor. Bu hastaların 25.651’i böbrek nakli için sırada bulunuyor. Ancak organ bağışı sürecinde ailelerin onayı büyük önem taşıyor. Türkiye’de yasal olarak beyin ölümü sonrası organ bağışı için kişinin yazılı izni esas alınsa da, uygulamada aile izni aranıyor. Aileden tek bir kişinin bile onay vermemesi durumunda, organ bağışı yapılsa bile organların alınması engellenebiliyor. Bu durum rakamlara da yansıyor: 2025 yılında beyin ölümü tanısı konan 1801 vakadan 1405’i aile izni olmadığı için kullanılamadı. Aile izni verilen 396 bağışçıdan ise tıbbi uygunluk nedeniyle sadece 250’sinin organları nakil için kullanılabildi.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Bölümü ve üniversitenin Sağlık Bilimleri ile Tıp Fakülteleri iş birliğiyle düzenlenen “Beyin Ölümünden Yaşama: Organ Bağışında Süreçler ve Engeller” paneli, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla alanında uzman isimleri bir araya getirdi.
“Hayattayken bağış yapın, gururla paylaşın”
Panel konuşmacılarından İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Bölümü Başkanı ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan, Türkiye’de beyin ölümü sonrası organ bağışıyla yapılan nakillerin sayısının halen çok düşük olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Gürkan, “Batı ülkelerinin aksine ülkemizde böbrek nakillerinin yüzde 80’i canlı vericilerden yapılırken, sadece yüzde 20’si beyin ölümü sonrası bağışlanan organlarla gerçekleştiriliyor. Beyin ölümü tıbbi olarak geri dönüşü olmayan bir durumdur ve bunu topluma doğru anlatmalıyız. Medyanın da bu konuda önemli sorumluluğu var. Film ve dizilerde bitkisel hayat veya koma gibi durumların beyin ölümüyle karıştırılmaması gerekiyor” dedi. Türkiye’de yılda yaklaşık 5 bin organ nakli yapıldığını belirten Prof. Dr. Gürkan, “Bir bağışla en az 5 kişiye hayat verebilirsiniz. Henüz hayattayken organ bağışında bulunun ve bunu gururla ailenizle paylaşın” çağrısında bulundu.
Organ bağışı için beyin ölümü tanısı şart
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Umut Caner Canoğlu, canlı verici yoksa organ bağışı için yoğun bakımda beyin ölümü tanısı konması gerektiğini belirtti. Canoğlu, her ölümün beyin ölümü olmadığını, beyin ölümü tanısının nasıl konduğunu ve bu süreçte hangi kriterlerin dikkate alındığını anlattı. Panelde ayrıca Av. Zafer İşeri, organ bağışı ve nakil süreçlerinin hukuki boyutlarını anlatarak, organların adaletli dağıtımının yasal güvence altında olduğunu ve kişiye özel işlem yapılamayacağını vurguladı.
İstanbul Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Organ Nakli Koordinatörü Dilek Kasap Yakın ise organ bağışı ve nakil süreçlerinin işleyişi hakkında bilgi verdi. 2000 yılında adaletli organ ve doku dağıtımını sağlamak amacıyla kurulan “Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi”nin, Sağlık Bakanlığı’nın yönetim ve denetiminde kanunlara, bilimsel kurallara ve tıbbi etik anlayışa uygun şekilde çalıştığını belirtti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
