62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’ndan iki dikkat çekici filmi ağırladı. Tunç Davut’un yönettiği “Kesilmiş Bir Ağaç Gibi” ve Ragıp Ergün’ün yönetmenliğini üstlendiği “Noir”, haberlerden esinlenen ancak kendi özgün sinemasal anlatımlarıyla işlenen yapımlar olarak öne çıktı. “Kesilmiş Bir Ağaç Gibi” filmi, AKM Aspendos Salonu’nda gösterildikten sonra düzenlenen söyleşide yönetmen Tunç Davut, yapımcı-senarist Sinem Altındağ, ortak yapımcı Can Yılmazer ve oyuncular Feyyaz Duman, Selen Kurtaran, Dilan Düzgüner, Muttalip Müjdeci ile Muhammed Muhammed, seyircilerin sorularını yanıtladı. Film, emekli mühendis Refik’in, maddi çıkar ilişkileriyle bağ kurduğu oğlu ve yurtdışına yerleşmeyi planlayan kızıyla gerçek bir aile bağı kuramamasını, Suriyeli göçmen Nesrin ve çocuklarını ailesi gibi benimsemesini anlatıyor. Oğlunun ve kızının Avrupa’ya kaçabilmeleri için Nesrin’e para vermesi, Nesrin’in çocuklarını bırakıp ortadan kaybolması ise hikâyede krizi tetikliyor. Yönetmen Tunç Davut, filmin ilhamını bir haberde gördüğü Suriyeli bir göçmenin intiharından aldığını belirtti. "Haberde, güvenlik kamerası görüntülerinde bir adamın yol ortasındaki rögar kapağını kaldırarak kendini içine bıraktığını gördüm. İtfaiyenin gelmesi ve adamın cansız bedenine ulaşılması, beni derinden etkiledi" dedi. Senaryoyu geliştirirken göçmenlere ve toplumsal yapıya odaklanma ihtiyacı hissettiklerini, böylece hikâyenin aile ilişkileri, ötekileşme, toplumsal yapı, sınıfsal ayrımlar ve vicdan temaları etrafında şekillendiğini vurguladı. Oyuncu Feyyaz Duman ise yönetmen Tunç Davut ile daha önce Altın Portakal’da tanıştıklarını ve dengeli bir çalışma ortamı yakaladıklarını söyledi. "Tunç hoca bize oyunculukta özgürlük tanıdı ancak hikâyenin bir parçası olduğumuzu unutmadan, yönetmenin belirlediği sınırlar içinde hareket ettik" diye ekledi. Diğer yandan, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan “Noir” filmi, yönetmen Ragıp Ergün’ün sanat ve kadın cinayetleri üzerine özgün bir bakış sunma çabası olarak dikkat çekti. İstanbul’dan uzak, ıssız bir adada sinemaya veda filmi çekmeyi planlayan bir yönetmenin, tanımadığı bir kızın cenazesinde ağlaması sonrası linç girişimine maruz kalması anlatılıyor. Filmin gösteriminin ardından gerçekleştirilen söyleşiye yönetmen Ragıp Ergün, yapımcı Özlem Öçalmaz ve oyuncular Cansel Elçin, Nazan Bayazıt, Erol Babaoğlu, Ceren Köse, Ece Gökçen ile Mesut Toprakaran katıldı. Ergün, "Sanatın zamanın ruhuna bir işaret bırakması gerektiğine inanıyorum. Noir'da sinema mı yoksa sadece eğlence mi yapacağımı sorguladım ve zamana bir çentik atmayı seçtim. Kadın cinayetleri asla stilize edilecek konular değil" dedi. Filmin temelini oluşturan haberden yola çıkmasına rağmen olayı olduğu gibi anlatmanın kendisi için huzur verici olmadığını, bu yüzden mekândan bağımsız bir anlatımı tercih ettiğini belirtti. Ayrıca, Türkiye’ye özgü meseleleri tüm dünyaya mal etmek istemediği için girişteki İngilizce orijinal Shakespeare metnini değiştirmediğini ifade etti. Oyuncu Cansel Elçin, filmin kendi dilinin olmasının önemine değinerek, "Film yönetmenin eseridir ve biz oyuncular onun yönlendirmesiyle hareket ederiz" dedi. Nazan Bayazıt ise yönetmenin oyunculara özgürlük tanıdığını, kelime kelime senaryoya bağlı kalmadıklarını anlattı. "Filmde anne rolünü oynamak benim için kolaydı ancak evladını kaybetmenin acısını yansıtmak zordu" diye ekledi. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı