Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde Tarım Ekonomisi Bölümünün düzenlediği "Cumhuriyet ve Atatürk Günleri" etkinlikleri kapsamında "Atatürk ve Türk Tarımı” konulu konferans gerçekleştirildi. Konferansa konuşmacı olarak Ziraat Mühendisi Bilge Keykubat ve EÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Okan Ceylan katıldı.
Konuşmasına, ziraat mühendislerinin Türkiye’nin geleceği için ne kadar önemli olduğundan bahsederek başlayan Bilge Keykubat, “Asıl elimizdeki güç tarım ve gıda. Bunu iyi değerlendirmemiz gerekli. Verimli toprak, su ve gıda çok kıymetli. Toprak; bir savaş aracından, tanktan, tüfekten, toptan, uçaktan daha önemli. Su kaynakları azaldıkça gıda savaşları riski artıyor. Biz dünyanın en kaliteli, en verimli ürünlerini yetiştiriyoruz. Dünya iklim krizi, pandemi ve açlık tehdidiyle boğuşurken, gıda ve su en güçlü savaş araçlarına dönüştü. Oysa Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu gerçeği 100 yıl önce görmüş, ‘Milli ekonominin temeli ziraattır.’ ilkesiyle Cumhuriyet'in ekonomik bağımsızlık haritasını çizmişti” dedi.
“Ekonomik bağımsızlık tarımsal üretimle mümkün”
Bilge Keykubat, “Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, geçmişi iyi öğrenmiş, geleceği bilimle kurmayı seçmişti. Ona göre bağımsızlık, üretimle mümkündü. 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığının tarımsal üretime dayandırılması gerektiğini ortaya koydu. Atatürk döneminde aşar vergisinin kaldırılması ile çiftçinin üzerindeki yük hafifletildi. Yurt dışına öğrenciler gönderilerek modern tarım tekniklerinin ülkeye getirilmesi sağlandı. Ziraat okulları, enstitüler kuruldu, fidan dağıtımları yapıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi ile ürünlerin alım ve satışı devlet güvencesine alındı. Atatürk sadece tarımı geliştirmedi, sürdürülebilir bir üretim modeli inşa etti” diye konuştu.
“Cumhuriyet, yeni ürünleri tanıttı, tarımı sanayiyle buluşturdu”
Atatürk’ün tarımsal üretim sorunlarını ele aldığını belirten Doç. Dr. Okan Ceylan, “1938'deki Birinci Köylü Ziraat Kongresinde tarımsal üretim sorunları ele alınmıştır. Toplam ekimin yüzde 2,5'ini oluşturan bağ-bahçe bitkilerinde, incir, üzüm ve fındık gibi geleneksel ürünlerin yanı sıra Cumhuriyet döneminde yeni ürünlere odaklanıldı. Rize ekonomisini canlandırmak için 1924'te özel bir kanunla çay ziraatı teşvik edildi. Çayın kahvaltı kültürüne girmesi ise 1980'lerden sonra yaygınlaşmıştı. Çay gibi, şeker pancarı da Cumhuriyet'in getirdiği yeni tarım ürünlerindendir” dedi
“Atatürk, Türk tarımını geliştirdi”
Doç. Dr. Okan Ceylan “Belçikalı meyvecilik uzmanı W. Gleisberg, Aydın’da incir, Antep’te fıstık gibi özel enstitüler kurulmasını önermiştir. Başlangıçta bu enstitüler yerine fidanlıklar kurulsa da, İzmir’deki zeytin fidanlığı daha sonra Bornova’daki Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nün açılmasına ilham vermiştir. Antalya’daki Sıcak İklim Bitkileri Araştırma İstasyonu da bugün Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü olarak bilinmektedir. Burada muz, kahve ve hurma üzerine denemeler yapılmıştır. Mauritius’tan kahve çekirdekleri getirilmiş, ancak kahve ve hurma için iklimin fazla sıcak ve kurak olması nedeniyle sonuç alınamamıştır. Belçika’dan hayvanların çektiği pulluklar, tırmıklar ve çeşitli tarım aletleri getirilerek tarıma dâhil edilmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra, Cumhuriyet dönemi Güney Marmara’da tekstil endüstrisini geliştirmek amacıyla, İspanya’dan 1820’lerde Tekirdağ’a getirilen Merinos koyunlarının yünlerinden yararlanmak için Merinos fabrikası kurmuştur. Cumhuriyet yönetimi, her alanda tarımı sanayiyle birleştirmeye ve modernleştirmeye çalışmıştır. Türkiye’de hayvansal üretimde verimlilik ve kaliteyi artırmak amacıyla birçok harada ve inekhanede denemeler yapılmış; hayvanların üretimi ve yurt geneline yayılması için çabalar gösterilmiştir. Bu çalışmalar sadece koyun ve ineklerle sınırlı kalmamış, tarla sürümünde önemli yer tutan atlar için de benzer uygulamalar yapılmıştır” diye konuştu.
Etkinlik, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sait Engindeniz’in konuşmacılara “Teşekkür Belgesi” takdim etmesiyle sona erdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
