Yaşlanma, kırıklar, eklem enfeksiyonları veya doğuştan gelen eklem sorunları gibi çeşitli nedenlerle eklem kıkırdakları zamanla zarar görebiliyor. Diz eklemlerindeki aşınma ve yıpranma sonucu ortaya çıkan şiddetli ağrılar, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürerek yürümeyi ve hatta adım atmayı engelleyebiliyor. Acıbadem Kadıköy (Dr. Şinasi Can) Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Selami Çakmak, diz protezi cerrahisinin, ileri evre kıkırdak hasarı ve artroz durumlarında etkili bir tedavi yöntemi olduğunu belirtiyor. 2024 verilerine göre dünyada yılda yaklaşık 1,5 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 100 bin kişinin diz protezi ameliyatı geçirdiğini ve bu sayının yaşam süresinin uzaması ile obezite oranlarının artması nedeniyle giderek yükseldiğini ifade ediyor.
Gelişen cerrahi teknikler ve teknoloji sayesinde ameliyatların başarı oranı artmakta, protezlerin ömrü uzamakta ve hastalar daha kısa sürede günlük yaşamlarına dönebilmektedir. Prof. Dr. Çakmak, başarılı bir diz protezi cerrahisi için hastanın genel durumu, mevcut hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve beklentilerinin detaylı şekilde değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguluyor.
Ağrısız ve Rahat Yürüyüş İmkanı
Diz eklemi iç ve dış olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Sadece iç kısımda kıkırdak aşınması varsa yarım diz protezi, her iki kısımda kireçlenme varsa tam diz protezi uygulanır. Protezler metal ve plastikten yapılmış olup dizin doğal hareketlerini taklit edecek şekilde tasarlanır. Cerrahinin amacı, ağrıya neden olan aşınmış kıkırdak yüzeylerini temizleyip yerine protez yerleştirerek ağrıyı azaltmak ve hastaların konforlu yürüyebilmesini sağlamaktır. Yapılan araştırmalar, eklem protezi ameliyatlarının ağrıyı azaltmada oldukça başarılı olduğunu göstermektedir.
Ameliyat İleri Aşamalarda Tercih Ediliyor
Diz ağrısı olan hastalarda öncelikle ağrı kesiciler, koltuk değneği gibi destekler ve eklem içi enjeksiyonlar uygulanır. Ancak ileri evre kireçlenme ve aşınmalarda ağrı geçmiyor ve eklem hareketleri kısıtlanıyorsa diz protezi ameliyatı önerilmektedir.
Her Yaş Grubuna Uygun
Diz protezi cerrahisi genellikle 60 yaş ve üzerindekilere uygulanmakla birlikte kesin bir yaş sınırı yoktur. Hastanın genel durumu ve beklentileri göz önünde bulundurularak her yaş grubundaki hastaya ameliyat yapılabilir. 60 yaş altındaki genç hastalarda ise detaylı değerlendirme sonrası karar verilir.
Protezlerin Ömrü 30-40 Yıla Kadar Uzadı
Protez üretimi, tasarım teknolojileri ve ameliyathane tekniklerindeki gelişmelerle protezlerin ömrü 30-40 yıla kadar uzamıştır. Son yıllarda robotik cerrahi yöntemi de protezin ömrünü artırmada önemli rol oynamaktadır. Prof. Dr. Çakmak, robotik cerrahinin kemik kesimlerinde ve protezin yerleştirilmesinde milimetrik hassasiyet sağladığını, böylece komplikasyon riskini azaltıp protez ömrünü uzattığını belirtiyor. Ancak geleneksel cerrahi yöntemler de başarıyla uygulanmaya devam etmektedir.
Ameliyat Sonrası Hızlı İyileşme
Diz protezi ameliyatı sonrası ilk günlerde ağrı olabilir ancak damar yoluyla verilen ilaçlar ve lokal anestezi ile ağrı minimuma indirilir. Hastalar ilk gün yürüteç veya koltuk değneği ile yürüyebilir, 15-20 gün içinde desteksiz yürümeye başlayabilir. Prof. Dr. Çakmak, ameliyat sonrası fizyoterapinin hızlı iyileşmede kritik olduğunu, beslenme ve ilaç kullanımına dikkat edilmesinin de iyileşmeyi desteklediğini ifade ediyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı