Yönetmen ve yapımcı Murat Şeker, Türkiye sinema sektöründe üretim ve bilet satışlarında yaşanan dramatik düşüşü sayısal verilerle gözler önüne serdi. Şeker, "Artan üretim maliyetleri nedeniyle 20 yıldır ilk defa bu yaz film çekmedim" ifadelerini kullandı.
62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenen yan etkinlikler, 31 Ekim Cuma günü "Yeni Dalga mı Durgunluk mu: Bu Gişe Bizi Kurtarır mı?" ve "Pelikülden Dijitale - Sinemada Tasarım" panelleriyle sona erdi.
Türk sinemasındaki üretim ve seyirci sayısı sorunları, yönetmen ve yapımcı Murat Şeker, CJ ENM Dağıtım Müdürü Ferhat Aslan ve Cinema Pink by Maximum Film Programlama Müdürü İlkay Erdem’in katıldığı "Yeni Dalga mı Durgunluk mu: Bu Gişe Bizi Kurtarır mı?" panelinde ele alındı.
Murat Şeker’in paylaştığı verilere göre, Türkiye bilet satışlarında en büyük düşüşü yaşayan ülke konumunda. 2017’de 72 milyon olan toplam bilet satışı, 2024'te 33 milyona geriledi ve yıl sonu beklentisi 24 milyon olarak açıklandı. Pandemi öncesi 2015-2019 döneminde toplam 290 milyon bilet satılırken, 2020-2024 döneminde bu rakam sadece 130 milyon oldu. Uluslararası karşılaştırmada ise Suudi Arabistan, pandemi öncesi 5 yılda 6 milyon olan bilet satışını 70 milyona çıkararak en çok artış gösteren ülke oldu.
Şeker, bilet satışlarındaki düşüşün temel nedeninin azalan alım gücü olduğunu ancak asıl sorunun yapım maliyetlerinin artması olduğunu vurguladı. "Kendimden örnek verecek olursam; 20 yıl sonra ilk defa bu yaz film çekmedim çünkü çekim maliyetlerini karşılayamadım" dedi.
Yapım maliyetlerinin artmasının Türkiye'ye özgü nedenlerinden birinin, Netflix ve Disney gibi Amerikan menşeli dijital platformların yapımlara başlaması ve maliyetleri dolar bazında yükseltmesi olduğunu belirten Şeker, "Ana akım sinema sektörü durduğunda festivaller ve yarışmalar da sürdürülemez hale gelir" uyarısında bulundu.
CJ ENM Dağıtım Müdürü ve yapımcı Ferhat Aslan, Türkiye’de sürdürülebilir bir yapımcı kültürünün oluşmadığını belirtti. "BKM, TAFF, Avşar Film, Med Yapım, Ay Yapım gibi yapılar vardı ancak hiçbirisi kalıcı bir ekosistem yaratamadı. Üç yılda bir film üreten yapımcı sayısı azaldı" dedi.
Aslan, sinema salonlarındaki doluluk oranının yüzde 5 seviyesinde olduğunu ve bunun bir felaket olduğunu ifade ederek, bu oranın bir seansın elektrik giderini bile karşılamadığını söyledi.
Cinema Pink by Maximum Film Programlama Müdürü İlkay Erdem ise seyirciyi salonlara çekmek için alternatif yöntemler denemek gerektiğini belirtti. "Etkinliklerin artırılması önemli. Örneğin 27-28 Eylül’de çok düşük bilet fiyatıyla bir festival düzenledik ve vizyon filmleriyle devam etmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Murat Şeker, 80 TL bilet fiyatıyla hafta sonu 800 bin bilet satıldığını belirterek, "Bu durum Türk halkının kültüre ayıracak bütçesinin olmadığını gösteriyor" dedi. Sektörün yakın gelecekte zorluklarla karşılaşacağını, yeni başlayan yapımcıların belki bir daha film çekemeyeceğini ve salonların kapanabileceğini ifade etti. "Sektörün çoğunluğu televizyon ve dizi alanına yöneldi. Devlet desteği olmadan bireysel yapımcıların finansal desteğiyle sinema ayakta kalıyor. Bu sayede yılda 70 milyon seyirci, 250 film, yarışmalar ve festivaller mümkün oldu" şeklinde konuştu.
Altın Portakal’da ayrıca "Pelikülden Dijitale - Sinemada Tasarım" paneli düzenlendi. Akademisyen Emre Ahmet Seçmen, sinema tarihindeki önemli dönüm noktalarını Melies’ten Da Vinci Resolve’a kadar değerlendirdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı