Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde araştırmalarını sürdüren Prof. Dr. Roger Clemens, palmitik asit üzerine gerçekleştirdiği çalışmada, bu yağ asidinin biyolojik işlevlerini, vücutla uyumunu ve sağlık açısından temel katkılarını detaylı şekilde inceledi. Dr. Clemens, palmitik asidin insan vücudundaki toplam yağ asitlerinin yaklaşık %20-%30'unu oluşturduğunu belirterek, enerji üretimi, hücre yapısının korunması, yağda çözünen vitaminlerin emilimi ve tümörleri engelleyen çeşitli bileşiklerin sentezi gibi önemli biyolojik süreçlerde kritik rol oynadığını ifade etti. Ayrıca, zeytinyağı, fıstık yağı, ayçiçek yağı, süt ürünleri ve et gibi birçok doğal gıda kaynağında bulunan palmitik asidin, anne sütündeki en baskın yağ asidi olduğunu vurguladı. Bu durum, palmitik asidin büyüme ve gelişme için doğal ve gerekli bir bileşen olduğunu göstermektedir. Palmiye yağı güvenliği üzerine yapılan toksikolojik değerlendirmeler ise, bu yağın hem bebek beslenmesinde hem de bebek mamalarında güvenle kullanılabileceğini ortaya koymaktadır.
“Palmiye yağı, insan biyolojisiyle uyumlu, çok yönlü ve bitkisel bir gıda bileşenidir”
Prof. Dr. Clemens, palmiye yağının sağlık etkilerinin sadece içeriğiyle değil, aynı zamanda genel beslenme düzeni ve yaşam tarzıyla birlikte ele alınması gerektiğini belirterek, "Palmiye yağı, dengeli bir beslenme kapsamında tüketildiğinde insan sağlığına olumlu katkılar sağlayan güvenli bir yağdır. Sağlığı etkileyen temel unsur, palmitik asit gibi tek bir bileşen değil, yaşam tarzı ve beslenmenin bütüncül dengesidir." dedi. Palmiye yağının beslenmedeki önemi ve güvenliği, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) ile ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından sürekli olarak değerlendirilmekte olup, EFSA palmiye yağının gıda katkı maddesi olarak kullanımında herhangi bir güvenlik endişesi olmadığını belirtmektedir. FDA ise palmiye yağını, gıda ürünlerinde çeşitli işlevlere sahip ve "genel olarak güvenli kabul edilen" (GRAS) bir bileşen olarak sınıflandırmaktadır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı